‘Sivasspor’ Kategorisi için Arşiv


Takımlarımız yavaş yavaş çağdaş futbol düzenine ayak uyduruyor. Eskiden, transferlerin -neredeyse- tümü bitime 15 gün kala yapılırdı. Hele son gün, bir kulübün 10 futbolcu aldığını bilirim. 2010-2011 öncesi öyle bir görüntü yok. Takımlar transferi noktaladı sayılır. Ben de incelemelerde transferi aşağı yukarı sonlandırmış takımları konu alıyorum. Bu defaki konuk Sivasspor.

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, Sivasspor iyi bir görüntü vermiyor. Geçtiğimiz sezon ligde zar zor kalan takımın üstüne gerekli takviyeleri yapmadılar. Neyse, kadroyu inceleyip öyle konuşalım. Bol keseden sallamayalım!

Sivasspor en büyük değişikliklerden birini kalede yaptı. 8 yıldır Türkiye’de oynayan Avustralyalı Michael Petkovic, geçtiğimiz günlerde Melbourne Victory’le sözleşme imzaladı. Sivas’ın yeni kalecisi Alman asıllı Boşnak Sead Ramović oldu. Tromso’den alınan Ramoviç’in videolarını izledim. Bu kısa görüntülere göre karşı karşıyalarda etkili bir kaleci. Penaltılarda da epey başarılı. Yedeğinde yılların yedeği Akın Vardar var. O da kötü bir kaleci değil. Bu ikili TSL için gayet yeterli. Kolay kolay sorun yaşanmaz.

Sağ bekte Abdurrahman Dereli ile Uğur Kavuk görünüyor. İkisi de geçtiğimiz sezon vasat altıydı. İsimleri iyi ama performansları soru işareti. Mesut Bakkal hazırlık maçlarında bir maç Abdurrahman’ı, bir maç Uğur Kavuk’u oynatmış. Genellikle Abdurrahman oynayacaktır diye düşünüyorum. Rotasyon isimce gayet iyi ama istikrarları yok.

Gelelim stoper rotasyonuna. Sedat Bayrak, Murat Sözgelmez, Denis Ivanovs ve Mamadou Diallo opsiyonlar. Sedat ve Murat, Bülent Uygun’dan sonra toparlanamadı. Vasat birer oyuncu görüntüsündeler. Geçtiğimiz sezon, özellikle son maçlarda Sedat iyi performanslar sergilemeye başlamıştı. 11’e girecektir. Tandemdeki diğer oyuncu Letonyalı Denis Ivanovs. G. Afrika kulübü Ajax Cape Town’dan transfer edildi. Bu transferde muhakkak ki Muhsin Ertuğral parmağı var, o sebepten ümitliyim. Murat Sözgelmez ve Diallo daha ziyade yedek kulübesinde olacaklardır. Diallo’yu ön libero ve bek gibi farklı mevkilerde izleyebiliriz.

Sol bekte aslî mevkii sol bek olan tek oyuncu Hayrettin. O da Bülent Uygun döneminden sonra düşüşe geçen oyunculardan. Kötü bir futbolcu değil ama verimi sınırlı kalacaktır. Mesut Bakkal bir hazırlık maçında sol bekte Diallo’yu oynatmış. Galiba idare ettirmeye çalışacaklar. Ne olursa olsun, buraya transfer şart! Bek ve açık olarak oynayabilen Faruk Bayar’ın son durumunu ise tam olarak öğrenemedim.

Sivasspor da orta sahanın ortasına ağırlık veren takımlardan. Erman Kılıç haricinde doğru dürüst kanat oyuncuları olduğunu söylemek zor. Musa Aydın geçtiğimiz sezon fazla varlık gösteremedi ama ayrılışı Sivas için ciddi bir kayıp olacaktır. Yazının geri kalan kısmını 4-4-2 şablonuna göre değil de 4-3-1-2’ye göre yazıyorum.

3’lü orta saha hattında kullanılabilecek futbolcular; Sedat Yeşilkaya, Mehmet Nas, Ferhat Bıkmaz, Bruno Zita, Nabil Taider, Souleymane Keita ve Cihan Yılmaz. Bana kalırsa bu bölgede Cihan ve Mehmet Nas’ın forması garanti. Diğer forma için Sedat, Ferhat, Bruno, Taider ve Keita yarışacaklar. Bu yarıştan Keita’nın galip ayrılmasını bekliyorum. Geçtiğimiz sezon transfer edilen Afrikalılar içinde en çok beğenilen oydu. Bu bölge, savunmaya nazaran sağlam görünüyor. Hatta kaleden sonra en sağlam mevki olduğunu söyleyebiliriz. Sivas’ı lig yarışında tutarsa bu orta saha tutar.

Sivasspor 10 numara mevkii için çok yaratıcı bir hamle yaptı ve İsveç’ten bir oyuncuyla anlaştı. İsveç’in Assyriska takımından alınan oyuncunun birkaç maçını seyrettim. Uzaktan iyi şutlar çıkartıyor. Bu kadar espri yeter! Sivasspor Ceyhun’u ülkeye geri döndürdü. İsveç’te fena işler yapmıyordu halbuki. Assyriska’da 12 maçta 6 golü vardı. Tabii söz konusu ekibin ikinci lig takımı olduğunu hatırlamakta fayda var. Ceyhun iyi bir futbolcu ama geçtiğimiz sezon CL ön elemesi oynayan bir takıma böylesi bir transfer yakışmıyor. Bu transferle Sivasspor kulübü, biz bu sezon düşmemeye oynayacağız diye bas bas bağırıyor. Ceyhun’un yedeğinde Kadir Bekmezci var.

Geldik hücum hattına. Mehmet Yıldız Sivasspor için elbette ki büyük bir güç. Ligi 2. bitirdikleri sezonda ve ondan önceki yılda muazzam işler yapmıştı. 2009-2010’un büyük bir çoğunluğundaysa sakattı. Orta 3’lü gibi, Mehmet Yıldız’ın performansı da Sivasspor için çok önemli. Bu oyuncular iyi bir sezon geçirsinler ki Sivasspor stresli bir lig yaşamasın.

Sivas’ın hücum rotasyonunda Ricardo Pedriel, Mehmet Yıldız, Yannick Kamanan ve İbrahim Şahin var. Pedriel önemli bir transfer. Kariyerinde Steaua gibi bir kulüp bulunan Bolivyalı, geçtiğimiz sezon Giresunspor’da iyi işler yapmıştı. Bu iyi işleri Anadolu’dan Futbol yazarı, dostum Hüseyin Ataş da görmüş ve onu 2009-2010 sezonunda Bank Asya 1. ligin en iyi 5 yabancısından biri seçmiş. Hakan Şükür tipi, uzun boylu, savaşçı bir santrfor olduğu söyleniyor. Sivasspor, taktiğimde yazdığım gibi çift forvetle oynarsa Pedriel 11’de muhakkak yer bulur. Mehmet Yıldız’ın yeri zaten garanti, onu konuşmaya gerek yok. Kamanan istikrarsız fakat teknik bir oyuncu. 34 maçın 10’unda üst düzey performans verse yeterli. İbrahim Şahin ise Mehmet Yıldız’ı yedekleyecek isim olacaktır. Kale ve orta 3’lüden sonra en sağlam bölge burası. Yani Sivasspor’da elde var 6. Bu 6 oyuncuya destek olacak 5 oyuncu daha bulmak zorundalar.

Gelelim taktiklere, önce 4-3-1-2;

Şimdi de 4-2-3-1;

Sivasspor’un vasat bir kadrosu var. İlk 10’a gireceklerini hiç zannetmiyorum. Kaleci, orta 3’lü ve santrforların performansı çok önemli. Bu halkalardan biri bekleneni veremezse Sivasspor çok zor bir sezon geçirir.

10’dan 18’e, her türlü sıralamaya açık bir Sivasspor görüyoruz. Belki erken bir tahmin ama küme düşmenin önemli adaylarından biri olduğunu söylesem abartmış olmam. Ramoviç, Mehmet Nas, Cihan Yılmaz, Pedriel ve Mehmet Yıldız’ın performansı tüm bir takımın kaderini çizecek.


Memleketi Fransa’dan daha çok Türkiye’de sevilir ve takdir edilir Raynald Denoueix. Fransız teknik adamın en büyük özelliği, orta ölçekli kulüpleri alıp fazla bir harcama yapmadan eldeki cevherleri kullanarak şampiyonluğa yürümesidir. Bir diğer özelliğiyse şampiyonluk yoluna soktuğu takımların ertesi sezonlarda küme düşmesi. Muhsin Ertuğral, Sivasspor’dan istifa edince aklıma ister istemez Bülent Uygun geldi.

Uygun, hepimizin bildiği gibi motivatör bir teknik adamdı. Muhsin Ertuğral ise tam tersi. Siyah ile beyaz arasındaki fark, Ertuğral ile Uygun’un arasındaki farktan daha azdır bence. “Haftanın Panoraması“nda da yazdığım gibi, ilginç bir deneydi ama tutmadı. Tutsaydı, bambaşka şeyler yaşanabilirdi.

Neyse, Sivasspor Mesut Bakkal ile anlaşmış. Bakkal, geçen sezon Denizlispor’u küme düşmekten kurtarmıştı. Fakat, bu sezon Manisaspor’da kötü sayılabilecek bir dönem geçirdi. Hayli potansiyelli bir kadro, küme düşme hattının 1 numaralı adayı haline geldi. Sivasspor’un küme düşecek bir kadrosu yok ama bir türlü motive olamıyorlar. Uygun’dan sonra ancak Fatih Terim gibi bir teknik direktör onları motive edebilir. Mesut Bakkal’ın işi de bu sebepten hayli zor. Güç, bela da olsa ligde kalacaklarını düşünüyorum!

Sivasspor Nasıl Kurtulur?

Yayınlandı: Aralık 4, 2009 / Sivasspor, Turkcell Super Lig


Sivasspor tek kelimeyle berbat gidiyor, burası açık! Bu vaziyetin en büyük müsebbibi, sezon başı yapılan transfer hamleleri. Erman Kılıç örneğin. Sağlam bir futbolcu fakat takasta giden Tum’la Sylla’yı karşılayabilecek boyutta değil. Bir de Pieter Mbemba mevzusu var. Bugünkü yazının öznesi de o zaten.

Bir futbol takımında iskelet oluşturan 3 mevki var günümüz anlayışında. Stoper, ön libero ve forvet. Bunlar arasındaki en hayati bölge ise -bence- stoper. Bilica gibi TSL sınırları dahilinde gayet üst düzey bir futbolcusu olan Sivasspor, sezonu 2. sırada tamamlamıştı. Bilica’nın yeteneği geç olmadan fark edildi ve Fenerbahçe’ye gitti. Peki, Sivasspor ne yaptı? Bilica’nın yerine profesyonel futbol kariyeri emekleme seviyesinde olan Pieter Mbemba diye bir oyuncu getirdi. Hem de FC Eindhoven’dan yapılan transfer, PSV Eindhoven’danmış gibi gösterildi.

Sezon başı oynanan Anderlecht karşılaşmalarında Pieter Mbemba için notumu vermiştim. Son derece vasat ve CL seviyesinin yakınından, uzağından geçmediği açık ara belli bir futbolcuydu. Zaten daha sonra stoperden alınıp ön liberoya çekildi. Orada da tutunamadı tabii. Ağır, tank gibi bir adam stoper olamıyorsa ön libero mümkün değil olamaz. Stoperden ön liberoya yolculuk yedek kulübesinde son buldu.

Sivasspor son 2 sezondur lig yarışının içerisinde ve 70 civarı puan topluyor. Bu da demek oluyor ki Sivas’ın kasası bir hayli dolu. Fakat aldıkları futbolculara bakın, Tum gidiyor, Mehmet Yıldız sakatlanıyor yerlerine İspanya’da tutunamayan fakat yine de doğru bir tercih sayılabilecek Ersen Martin ile Hacettepe’de oynarken küme düşen İbrahim Şahin alınıyor. İkisi de kötü futbolcu değil ama hedefler büyültülecekse alınacak oyuncular da değil.

Kısacası Sivasspor hedef küçülttü. Bilica gibi bir savunmacıdan sonra Pieter Mbemba’yı almanın hiçbir açıklaması olamaz. Tamam yaşı genç, belki ileride büyük bir yıldız olacak ama Sivasspor kadro değişikliği yaparken böyle bir riske girmemeliydi. Girdi ve sonucu ortada. Küme düşme potasının tam göbeğindeler.

Sivasspor ligde kalmak istiyorsa acil tarafından bir stopere ihtiyacı var. TSL’de stoper bir takımı rezil de edebilir, vezir de. Geçtiğimiz 2 yıl boyunca sağlam iskeleti sayesinde zirveye tutunan bir Sivasspor vardı. Şu anki Sivasspor, tüm kemikleri kırılmış bir vücuda benziyor. Sağlam bir stoper ve santrforla Sivasspor lige tutunacaktır.


Devamlı takipçilerimiz, Sivasspor’un başına Giray Bulak’ın getirilmesini beklediğimi gayet iyi biliyor. Bu beklentime sağlam bir sebep yoktu fakat içimden öyle geçiyordu. Sivasspor içimden geçeni dinlemedi ve çok da iyi yaptı.

Muhsin Ertuğral, ahım şahım kariyeri olan biri değil(aslında Afrika’da oldukça tanınan bir futbol adamı) fakat geleceğe yönelik büyük planları olan bir insan. Huyum kurusun, geleceği düşünen insanlara ayrı bir sempati beslerim. Bir düşünün, Muhsin Ertuğral dışında hangi Türk teknik adam eşyalarını toplayıp Afrika’ya gider ki!

Muhsin Ertuğral ile ilgili 11 Mart 2009 tarihinde “Afrika’da Bir Cevelan” yazısı yazmıştım. Ardından da “dolaşım haritası” hazırlamıştım. Malum harita yukarıda, “post”u şenlendiriyor zaten.

Muhsin Ertuğral’ın Afrika’da ciddi futbolcu kaynakları var. Ajax’ın G. Afrika şubesi Ajax Cape Town ve Kaizer Chiefs, Ertuğral’ın yakın iletişimde olduğu kulüpler. Bu iki kulüp özellikle Ajax Cape Town, tam bir futbolcu fabrikası. Ajax’tan ne kadar kalır bilmiyorum ama Muhsin Ertuğral ismi, yetenekli ve genç Afrikalıları Sivasspor’a çekecektir.

Bülent Uygun çok başarılı bir teknik adam. Son senesi haricinde zayıf sayılabilecek bir TSL takımıyla inanılmaz ortalamalar tutturdu. Uygun’un gerçekleştirdiği başarılar, hiçbir açıklamasıyla gölgelenemez. Mourinho konuşuruken hazır cevap oluyor da konuşan Uygun olunca mı konuşmak fiili kırolukla eş değer tutuluyor.

Muhsin Ertuğral’ın en büyük şanssızlığı, Bülent Uygun’un ardından göreve getiriliyor olması. Başlarda bu karşılaştırma pek sık yapılmaz fakat zaman ilerledikçe Ertuğral’ın önüne bir korku filmi gibi çıkabilir Bülent Uygun.

Sivasspor’un Muhsin Ertuğral adımı, ülke futbolu adına çok ciddi bir hamle. Afrika’da önemli başarıları olan, ulusal takım dahi çalıştıran bir Türk teknik adam, en önemli sınavını vermek üzere Sivasspor’a geliyor. Köln Spor Akademisi mezunu Muhsin Ertuğral’ın başarılı olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Yalnız biraz sabır!

*Muhsin Ertuğral, yardımcılık görevi için daha önce de birlikte çalıştıkları Fani Madida’ya teklif götürmüş fakat bu transfer gerçekleşmemiş. Gerçekleşseydi, bir TSL efsanesini daha yedek kulübesinde taktik veriyorken görecektik!

Sivasspor Üzerine

Yayınlandı: Eylül 2, 2009 / Sivasspor, Turkcell Super Lig


Sivasspor’da bu denli bir çöküşü asla beklemiyordum. Anderlecht karşısında gelen farklı sonuçtan sonra bile toparlanacaklarını düşünüyordum ama bir türlü toparlanamadılar; işler kötü giderken krizi yönetmeyi bir türlü beceremediler.

Madem orta yerde bir kriz var, demek ki bunu hazırlayan yanlışlıklar da var. Bize düşen, hatanın nerede olduğunu bulmak biraz da. Hataları biraz detaylandıralım da diğer Anadolu kulüpleri, benzerlerine yakalanmasın.

Sivasspor’daki ilk hata ya da yanlışlık, Bülent Uygun’un topladığı ekstra antipatiydi. Normal şartlar altında bu denli başarılar kazanan bir teknik adamın baş tacı edilmesi gerekiyordu ama Bülent Uygun, yerin dibine sokuldu neredeyse.

Tamam, yaşadığımız ülke Türkiye. Burada başarı cezasız kalmaz ama Bülent Uygun, cezayı fazla fazla almak için çok büyük emekler sarf etti ve ülkenin nicelik anlamında olmasa da nitelik anlamında önemli bir kısmını karşısına almak zorunda kaldı. Bu da gelen ilk mağlubiyette krizin daha da derinleşmesine neden oldu. Bülent Uygun’un yerinde Abdullah Avcı olsa bu durumlara düşmezdi örneğin ya da Ertuğrul Sağlam. Bülent Uygun, yanlış atlara oynadı ve kaybetti. Bu da ona büyük bir yük olarak geri döndü. Tıpkı, Ersun Yanal gibi.

Bu çöküşteki sac ayaklarından biri yanlış transfer politikasıydı bence. Son 2 sezondur TV gelirleri başta olmak üzere bir Anadolu kulübü için inanılmaz paralar kazanan Sivasspor, bunları genellikle yanlış yerlere harcadı.

Bilica’yı Fenerbahçe’ye satıp tecrübesi ve potansiyeli olmayan Pieter Mbemba’yı PSV’den alıyormuş gibi transfer ettiler örneğin. Oysa futbolcunun transfer olduğu kulüp, FC Eindhoven’di. Daha Belçika liginde doğru dürüst oynayamadan yeni bir Bilica yaratmak istedi Bülent Uygun Mbemba’dan. Sonuçta beklenen oldu ve Mbemba, tüm yetersizliğini orta yere döktü. Böyle bir transferi, ekonomisi yerlerde gezinen Diyarbakırspor bile yapmazdı ki yapmadı da.

Sivas’ın bir diğer ölümcül günahı İBB’den transfer ettiği Erman Kılıç’a İbrahimoviç muamelesi çekmesiydi. Erman Kılıç, kötü bir futbolcu değil ama karşılığında Kanfory ve Tum gibi iki iyi oyuncunun verilmesine neden olabilecek bir futbolcu da değil.

Sivasspor, Kanfory’i vererek defansif dengeyi; Tum’u vererek ofansif dengeyi bozdu ve bu oyuncuların karşılığında bir kanat oyuncusu olan Erman Kılıç’ı aldı. Sonuç olarak hem takımın dengeleri bozuldu hem de Erman’dan beklenen katkı alınamadı.

Ersen Martin kağıt üzerinde çok doğru bir transferdi fakat Bülent Uygun, Ersen’in yarım sezon hiç futbol oynamadığını unutmuştu. Gelir gelmez Ersen’e formayı vermesi, hem Ersen’i hem de takımın oyununu etkiledi. Ersen, kendini yavaş yavaş toparlasa da Anderlecht maçlarında, özellikle ilk maçta pek de hak etmediği eleştiriler aldı.

Sıra geldi en büyük günaha. Sivasspor, yaz döneminde hiç antreman yapmamış. Futbolculara bakıyorum, hepsi tosuncuk gibi olmuşlar. Anderlecht karşılaşmasında koşamadılar bile, koşsalar da iki dakika sonra kösüldüler.

Bülent Uygun, sezonu 2. tamamlamanın verdiği gazla takımı yatışa çekmişti anlaşılan. Hazırlık maçları ve Anderlecht karşılaşmalarında öyle bir görüntü verdi ki Sivasspor, normal insanlara karşı “hormonlu Sergen”ler oynuyordu sanki.

Türkiye’nin en çok gelecek vaat eden hocası Bülent Uygun, bu sezona kötü başlayarak büyük bir şansı ellerinin tersiyle itti. Oysa Bülent Uygun, bu sezon da etkili ve iyi bir takım ortaya çıkartsa, o takımla Anderlecht’i elese hem Türkiye’de hem de Avrupa çapında hatrı sayılır bir şöhrete ulaşacaktı ama olmadı. Bu durumun en büyük sebebi, Fenerbahçe’nin Bülent’i değil de Daum’u tercih etmiş olması. Kimse öyle değil demesin, bunca başarıdan sonra Bülent Uygun’da da bir beklenti oluşmuştur muhakkak. O beklenti gerçekleşmeyince yanında eşantiyon olarak gelecek bıkkınlığı kullanmamak elde değil ne yazık ki! İşte o bıkkınlığı, Sivassporlu futbolcuların Anderlecht ve hazırlık maçlarındaki halinden anlayabiliriz. Kafaca hazır olmayan bir teknik direktör, takımını da hazırlayamadı doğal olarak.

Bu eleştirileri Bülent Uygun düşmanı olduğum için yapmıyorum. Amacım, yanlışları gösterip Bülent’in doğru yolu bulabilmesine yardımcı olmak. Yoksa, ligimizde 2 sezondur fırtına gibi esen Sivasspor gerçeğini görmeyecek değilim kimileri gibi.

Sivasspor’un bu sezonki durumuna sebep olan hataları, bir kez daha sıralayalım isterseniz;

1. Sezon öncesi yetersiz antreman yapılması ve futbolcuların fiziksel olarak maçlara hazırlanamaması.

2. İnanılmaz boyutlara varan yabancı transferi hataları. Dayro Moreno, Namouchi derken Onur Tuncer’le Kadir Bekmezci’ye kaldı Sivasspor orta sahası. Biraz daha iddialı konuşursam Sivasspor, Akeem Agbetu hariç hiçbir doğru transfere imza atamadı. Mbemba ve Fenerbahçe günlerinden kurtulamayan Yasin, Sivasspor futbolcusu olamayacak oyuncular. Diğer transferler de takıma bir türlü ısınamadı.

3. Bülent Uygun biraz daha normal bir kişiliğe sahip olsa, Fenerbahçeliliğinin altını bu kadar kalın çizmese bugün bu durumlara düşmezdi eminim! Sivasspor’un aldığı mağlubiyetler, Bülent’e karşı biriken kinin ortaya çıkmasına sebep oldu ve bu kin, takımın toparlanmasına bir türlü fırsat vermedi.

Peki, bundan sonra ne olacak? Bülent Uygun ve Sivasspor, serbest düşüşe devam edecek mi? Bu sorunun cevabı, hayır benim defterimde. Sivasspor, ulusal maç arasında toparlanacaktır ve TSL’nin 5. haftasında, Manisa deplasmanında çok zorlanacak da olsa ilk puanıyla tanışacaktır.

Yazının sonunda bir transfer haberi vereyim de tam olsun. Sivasspor, transfer döneminin son gününde Gabonlu Bruno Zita Mbanangoye ile anlaşmış. Oyuncuyu daha önce birkaç kez duymuştum. Hızlı, çevik bir orta saha oyuncusu. Ön libero olarak da biraz daha ofansif olarak da kullanılabilir. Ankarasporlu Theo Weeks’i hatırlatıyor. Takım kurtaracak bir oyuncu olmasa da Mbemba’dan daha faydalı olur kanısındayım.


Trabzonspor’un hazırlık maçlarına bakınca iyi şeyler göreceğimizi bekliyordum ama bu kadar iyisini beklemiyordum. Tabii bu durumda Sivasspor’un da gayet ciddi katkıları vardı. Maç bir ara öyle oldu ki Trabzonspor, kendi arasında top çevirmeye başladı.

Maçtaki ilk 15 dakika felaket bir Trabzonspor baskısıyla geçti ve zaten bu baskının sonucunda topu filelere gönderdi Bordo Mavililer. 4-5-1 dizilişiyle sahaya çıkan Trabzonspor’da sol kanat Alanzinho’ya, sağ kanat Engin Baytar’a emanetti. Engin Baytar kanadında verimsiz kalınca zaman zaman Alanzinho ile yer değiştirdi. Orta sahanın ortasındaysa Tjikuzu en geride, Colman ortada ve biraz önlerinde Selçuk İnan vardı.

Trabzonspor’da en beğendiğim futbolcu Alanzinho oldu. Bir kere TSL’ye alışmış, zaman zaman inanılmaz driblinglere kalktı ve bir tanesinde İbrahim Dağaşan ancak faul yaparak engelleyebildi onu. Alanzinho’nun aksine Engin Baytar çok silikti. Trabzonspor’un Sylva ile birlikte en kötüsü diyebiliriz onun için.

Durum 1-1’ken Hugo Broos önemli bir değişiklik yaptı ve Selçuk İnan’ı çıkartıp Ceyhun’u oyuna soktu. Bu değişiklikle Colman, Selçuk’un yerine; Ceyhun da Colman’ın eski bölgesine geçti. Golden 5 dakika önce direği tutturan Ceyhun, ardından nefis bir golle takımını öne geçirdi.

Sivasspor bu sezon, zirve yarışından çok uzaklarda kalacak burası açık. Yerini Bursaspor’a kaybetme ihtimali de kuvvetle muhtemel. Bir kere çok zayıf bir tandeme sahip Sivas. Bilica gibi bir oyuncudan sonra doğru düzgün transfer yapamamaları, defansın elini kolunu bağlamış durumda.

Sivasspor’da tek olumlu gelişme, 2. Anderlecht maçının yıldızı Cihan Yılmaz’ın sahada olmasıydı. Bülent Uygun’un manevi evladı Onur Tuncer, ilk 45 dakika yine sahadaydı ama ikinci yarı kenara alınmaktan kurtulamadı. Sivasspor’un acil olarak bir stopere, bir de hücuma yönelik orta saha oyuncusuna ihtiyacı var. Bu eksiklikler yamanmazsa değerlendirmede söylediğim ilk 8 hedefi bile hayal olur.

Maçın adamı, geçen sezona nazaran biraz daha güçlenen Alanzinho’ydu bence. En iyi ikinciyse Ceyhun Gülselam. Trabzonspor’un yeni teknik direktörü Hugo Broos, bu maçta oldukça olumlu sinyaller verdi. Atılan gollerden sonraki sevinçleri sinyallerin en güçlü çektiği anlardı. Bülent Uygun’daki düşüşse kaldığı yerden devam ediyor. Geçen sezonki başarılarıyla ciddi ekonomik güç elde eden Sivas, neden transfer yapamıyor, merak ediyorum doğrusu! Gabriç’in de takıma dahil olmasıyla çok daha etkili bir Trabzonspor seyredeceğimizi düşünüyorum. Bu sezonki rotasyon imkanının geçen sezondan daha fazla olması, Bordo Mavilileri ümitlendirmesi gereken bir diğer gelişme. Trabzonspor bu sezon da şampiyonluğa oynayacak, görünen o; kadronun temellerini atan Ersun Yanal’ı anmadan yazıyı bitirmeyelim.


UEFA Avrupa Ligi kuraları çekildi ve takımlarımız, %75 oranında iyi bir kura çekti. %100’le aramızı bozansa tabii ki Shakhtar Donetsk oldu.

Galatasaray, Estonya’nın Levadia Tallinn takımıyla eşleşti. 42 yaşındaki Igor Prins’in çalıştırdığı Estonya takımı, ülkesinin Bayern Munich’i konumunda. Debrecen’e elenerek UEFA Avrupa Ligi’ne düşen Levadia’nın en önemli futbolcuları, 20 yaşındaki Rus ümit milli forvet Nikita Andreev, Finlandiyalı sol açık Saarelma ve 34 yaşındaki 102 kez Estonya ulusal takımına seçilmiş santrafor Indrek Zelinski. Levadia’nın Debrecen’den önce Krakow’u elediğini hatırlatalım.

Sivasspor’sa çok yakından tanıdığımız Mircea Lucescu’nun takımı Shakhtar Donetsk’le eşleşti. Lucescu’nun kalp krizi geçirmesiyle sezona kötü başlayan ve Romen Politechnica’ya CL elemelerinde elenen Shakhtar, Sivasspor’a karşı kesin favori olarak seriye başlayacak.

Trabzonspor’sa tam bir futbolcu fabrikasıyla eşleşti. Fransa’nın FC Toulouse takımını Fransız Alain Casanova çalıştırıyor. En önemli futbolcuları, geçtiğimiz yıl Ligue 1’de 24 gole imza atan André-Pierre Gignac. Arsenal’in istediği konuşulan bu futbolcu eğer takımda kalırsa Trabzonspor için ciddi bir tehlike demek. Gignac’ın Toulouse’nin ihraç ettiği bir diğer santrafor Elmander’e oyun tarzı anlamında çok benzediğini ekleyelim. Takımın diğer önemli futbolcusu, 19’luk orta saha Moussa Sissoko.

İsviçre’den her yıl bir takım çekeriz muhakkak. Bu seneki talihlimizse Fenerbahçe oldu ve Sion’la eşleşti. Galatasaray deneyimleri nedeniyle çok yakından tanıdığımız Sion’u Fransız Didier Tholot çalıştırıyor. Takımın en önemli futbolcuları; Belçikalı Emile Mpenza, Kosta Rikalı Álvaro Saborío ve Macar stoper Vilmos Vanczak. Bu kuranın az da olsa Fenerbahçe’yi zorlayacağını düşünüyorum çünkü ağır bir savunması olan Fenerbahçe, Sion’un pır pır santraforlarına karşı zor anlar yaşayabilir. Özellikle uluslararası üne sahip Mpenza, bu sezon çok formda.


Şu ana kadar hazırlıklarına en yakından tanık olduğumuz kulüp Sivasspor oldu. Yeni bir takım kurmanın verdiği sıkıntıları fazlasıyla çeken ve Avrupa arenasındaki tecrübesizliğiyle Anderlecht’e elenen Sivasspor, 2 sezon üst üste şampiyonluğa oynayan takımını neredeyse tamamen değiştirdi ve yepyeni bir takım kurdu.

Bülent Uygun sağolsun, Sivasspor’un transferleri arap saçı ile Fotomaç karışımı bir hal alsa da yaz transfer dönemini kötü geçirmedi Yiğidolar. Anderlecht’e elenmelerini pek de büyük bir problem olarak görmüyorum. UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kalarak kendilerini affettirebilirler. Şimdi, transferlere geçelim;

Gelenler:

Yasin Çakmak: Çaykur Rize’de ortalama üstü bir stoperdi Yasin Çakmak. Ne olduysa Fenerbahçe’ye gelince oldu ve birden vasatın çok altına düştü. Lugano ve Edu’nun yedeğinde kalarak futbolu unutan, oynadığı birkaç maçta iyi performans gösteremeyince yerin dibine sokulan Yasin, kendisi için en doğru kararı verdi ve Sivas’a geldi. Motivasyon konusunda uzman olan Uygun, onu yeniden kendine getirebilir.

Uğur Kavuk: Antalyaspor’dan ulusal takıma seçilerek büyük bir sürprize imza atan Uğur, Antalya’daki miladını artık doldurmuştu. Anderlecht maçlarında gördük ki Uğur, Abdurrahman’dan formayı kapabilir ve şu anki görünüme göre kapmalı da!

Erman Kılıç: Bülent Uygun’un uğruna Roma’yı yaktığı Erman, etkili bir futbolcu. Ülkemizde zorlukla bulunan kanat oyuncularına iyi bir örnek olan Erman, Anderlecht maçlarında pek hazır gözükmese de formayı kapacaktır. En büyük rakibi, kanatlara çekilmesi beklenen pır pır santrafor Akeem Agbetu.

Akeem Agbetu: Kocaelispor’da yarım sezon oynayan ve büyük beğeni toplayan Agbetu, Danimarka 2. liginden CL’ye doğru bir yolculuğa çıktı. Hızlı, top sürmesi kuvvetli bir futbolcu Agbetu yani tam bir pır pır santrafor ve unutmamak gerekir ki henüz 21 yaşında. Balili’nin yerini rahatlıkla dolduracaktır.

Ersen Martin: Trabzonspor’dan olaylı bir şekilde Recreativo Huelva’ya transfer olan Ersen, pek de güzel geçmeyen İspanya macerasının ardından yeniden ülkeye döndü. Özellikle, 2. Anderlecht maçındaki oyunuyla gelecek adına umut verdi.

Cihan Yılmaz: Karşıyaka’dan transfer edilen ve 2. Anderlecht sınavında takımın açık ara en iyisi olarak göze çarpan Cihan, orta sahanın ortasında daha ziyade hücuma yönelik oynuyor. Sezer Badur’un sakatlığında Bülent Uygun ondan yeni bir Sezer yaratmak istese de Sezer’in dönüşüyle birlikte Cihan, kendisine uyan futbol karakterini bulacaktır.

Pieter Mbemba: KV Mechelen’den alınan ve ilk Anderlecht maçında sahanın kötülerinden olan Mbemba, 1.87 boyunda ve 21 yaşında. Belçika ligi haricinde Hollanda’da FC Eindhoven forması giyen oyuncudan bu sezon için pek de beklentim yok açıkçası.

Ferhat Bıkmaz: Hannover 96 II’den transfer edilen genç milli futbolcu, sol ayağını kullanıyor ve başta orta saha olmak üzere sol bek ve açık olarak da oynayabiliyor. 2007-2008 sezonunda kariyerinin tek Bundesliga maçına Leverkusen’e karşı çıkan ve 14 dakika oynayabilen futbolcu, bakalım TSL’de neler yapacak!

İbrahim Ülüm: Belediye Vanspor’dan transfer edilen ve kendisine “Doğu’nun Hakan Şükür’ü” denilen İbrahim Ülüm, geçtiğimiz sezon TFF 2. ligde 13 gole imza atmış ve bu gollerin 3 tanesi kafa marifetiyle ağlarla buluşmuş.

Alişan Şeker: Türk Telekomspor’dan transfer edilen 23 yaşındaki kaleci, Akın ve Petkoviç’in ardında sırasını bekleyecek.

Bu futbolcuların dışında, orta saha Taner Yılmaz ve Ferhat Yayla Üsküdar Anadolu’dan; Ömer Kaplan, Turgutluspor’dan; Murat Yılmaz, Konya Şeker’den; Ahmet Turan Solak’sa Tokatspor’dan kiralık sözleşmelerini doldurarak Sivasspor’a geri döndüler.

Sıra geldi takımla yollarını ayıran futbolculara; Fenerbahçe’ye giden Bilica’yı bu sezon çok arayacak gibi gözüküyor Sivasspor. Mamadou Diallo Diyarbakırspor’a kiralanırken Tum ve Kanfory, İBB’ye takas karşılığında gönderildiler. Anadolu’nun efsanevi pır pır santraforu Balili’yse bundan böyle Antalya için gollerini atacak. Büyük ümitlerle alınan fakat hiçbir zaman bekleneni veremeyen Sergio Pacheco ise yeni sezonda Bakü yollarına düşecek. 2 sezon önce TSL’nin tozunu atan Mohamed Ali Kurtuluş’un Sivas’tan sonraki adresi Bank Asya’nın yeni konuğu Kocaelispor olacak. Bu futbolcuların yanı sıra Şamil Ünal, Kocaelispor’a; Eyüp Kadri Ataoğlu, Çaykur Rizespor’a ve son olarak Tayfun Emre Yılmaz, Sakaryaspor’a transfer oldular.

Bu sezon, Sivasspor’un geçtiğimiz 2 yıldaki başarısını yakalayabileceğini zannetmiyorum çünkü hem 4 büyükler geçtiğimiz sezona nazaran daha iyi hem de Anadolu’da Bursaspor ve Gaziantepspor gibi Sivas’ın yerine oynayan ve yaz transfer dönemini Sivas’tan daha verimli geçiren takımlar var. Fakat, bu demek olmuyor ki Sivasspor küme düşecek. Böyle birşey -çok çok büyük sürprizler yaşanmazsa- mümkün değil. Sivas’ın şu anki kadrosu ilk 8 için idealdir.

Sivasspor’un bu sezon büyük bir stoper sıkıntısı çekeceğini düşünüyorum. Kanfory ve Bilica gibi kayıplar, transfer döneminde telafi edilemedi maalesef. Bunun dışında Bülent Uygun takıntılarından vazgeçer ve örneğin Onur Tuncer’i her maç 11’e koymaktan cayarsa daha etkili bir Sivas seyredeceğimizi düşünüyorum. Zaten İbrahim Dağaşan, kendini toparlayınca formasını geri alacaktır. Sivasspor’un sezonluk falında biraz düşüş görünüyor; umarım Anderlecht travmasından çabuk kurtulurlar da Avrupa Ligi’nde gruplara kalabilirler.

Sivas’a Kalan

Yayınlandı: Ağustos 5, 2009 / Champions League, Sivasspor


Sivasspor, CL’ye veda etmiş olsa da kalıcı bir değer kazandı. Tıpkı Basel’e elenen Malatyaspor gibi.

Sivas’a Kalan

Yayınlandı: Temmuz 29, 2009 / Anderlecht, Champions League, Sivasspor


Sivas, Anderlecht karşısında ezilerek mağlup oldu, burası tartışılmayacak bir gerçek. Öylesine eminim ki Sivasspor ve Bülent Uygun, bu saatten sonra olmayacak yerlere sokulacaktır.

Evet, Sivasspor çok kötü oynadı ama karşısında sahiden de güçlü bir Anderlecht vardı. Orta sahanın ortasında oynayan Polak ve Biglia, hangi büyüğümüzde oynayamaz sorarım size ya da Van Damme’yi beğenmeyecek takım var mıdır ligimizde?

Anladım ki biz Anderlecht’i gözümüzde küçültmüş; Sivasspor’u dev aynasına sokmuşuz. Sivasspor, bugünkü futbolunu ligde de sürdürürse ancak küme düşmemeye oynar ama böyle devam edeceklerini düşünmüyorum en azından düşünmek istemiyorum.

Sivasspor’un transfer gündemi, Sinan(Extensor)’ın deyimiyle tam Fotomaç haberlerine dönmüştü. Bugün gördük ki yeni transferlerin hiçbiri takıma ekstra bir şey katabilecek futbolcular değil! Bir de Sivasspor, böyle defansif oynayacağı bir maça neden Agbetu’yla başlamaz, hala anlayabilmiş değilim!

Sivas’ı fazla hırpalamadan bu sonucu unutmalıyız. Anderlecht’i de bir köşeye yazalım ki gayet iyi bir kadroya sahipler.